Olympos Antik Kenti, tarihin izinde doğayla buluşma açısından en güzel yerler içerisinde yer alıyor. Likya’nın önemli bir yerleşim yeriydi ve günümüzde Türkiye’nin güneybatısında, Antalya’nın yaklaşık 90 km batısında bulunuyor. Tarihi M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanan bu antik kent, bir zamanlar önemli bir liman şehriydi.

Olympos, efsanelere göre Tanrılar Dağı Olympos’a adını veren Zeus’un oğlu, Bellerophontes’in kardeşi olan Likya Kralı Olympos’tan gelmektedir. Kent, dağın eteklerinde ve deniz kıyısında bulunmasıyla stratejik bir konuma sahipti. Roma İmparatorluğu döneminde, antik kent önemli bir ticaret merkeziydi ve zamanla birçok farklı kültüre ev sahipliği yaptı.



Olympos’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, doğal güzellikleriyle birleşen antik kalıntılarıdır. Kentin kalıntıları, çam ormanları arasında yer alır ve Likya’nın tipik taş yapılarıyla bezelidir. Burada görebileceğiniz en belirgin yapılar arasında antik tiyatro, hamamlar, tapınaklar ve su kemerleri bulunur.



Bunun yanı sıra Olympos, dünyanın nadir bulunan ve endemik bitki türlerine ev sahipliği yapan Çıralı-Olympos Sahil Milli Parkı’na da ev sahipliği yapar. Burası doğal güzelliği, antik kalıntıları ve deniziyle ziyaretçiler için benzersiz bir deneyim sunar.



Olympos, tarih ve doğanın mükemmel bir birleşimi olarak, hem tarihi eserleri hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Nasıl gidebilirim diye soracak olursanız; Antalya – Kumluca karayolundan güneye ayrılan iki sapaktan da ulaşım mümkündür. Ayrıca Olympos antik kentte bulunan çıralı denizinde yüzmek isterseniz öncesinde tarihi bir alandan geçeceğiniz için giriş ücretli. Burada müze kartı olanlar çok şanslı. Bu ücretten indirimli faydalanabilecekler.
Burası aynı zamanda caretta carettaların yaşam alanı . O bölgenin insanı bu duruma dikkat çekiyor. Caretta carettaların yavrulama döneminde her sabah yavru çıkışlarını görmek isteyen yüzlerce vatandaş, bölgeye gelen tatilciler bu ana tanıklık etmek için sahile geliyor. Evrende yalnız değiliz ve her canlının yaşamına ve onun koşullarına uygun ve saygın davranmayı unutmayalım.
“Sağlık, bedenin ve ruhun uyumlu dansıdır; dengeli beslenme, düzenli hareket ve iç huzurun harmonisiyle başlar.”
Leave a Reply